Depresif olmasına rağmen çok sevdiğim arkadaşlarımdan biri olan TGM sayesinde tanıştım Umut Sarıkaya ile. Karikatürlerinden ziyade yazılarıyla tanınan Uykusuz yazarıdır Umut Sarıkaya. Kendisinin de bir röportajında söylediği gibi, genelde mizah dergileri karikatürler için okunur, insanlar uzun yazılara hiç uğramaz bile. Ben de o insanlardandım aslında, taa ki TGM bana Umut Sarıkaya'nın ne büyük bir yazar olduğunu gösterene dek. Yazılarının derlendiği "Benim de Söyleyeceklerim Var" adlı kitaptaki hikayeler daha fazla mizah ağırlıklı yazdığı önceki dönemlerinden. Şimdi resmen edebiyat parçalıyor adam....
Kitaptan bir kaç alıntı: Umutun fakülte hazırlığa başladığı ilk gün, herkes bir kaynaşma derdinde, Umut de okulu gezerken önce kayboluyor koridorlar ve merdivenler arasında, sonra sınıfını bulmaya çalışırken tuvaleti geliyor ama uygun bir 100 numara da bulamıyor, artık patlama noktasına geldiği bir anda depo mahiyetindeki küçük bir odada pet şişe görüyor. Sonra iç hesaplaşma başlyor: Bir yandan şişeyi alıp rahatlama isteğiyle yanıp tutuşuyor diğer bir yandan da daha okulun ilk günü böyle bir karizma çiziğini yediremiyor kendine. Kendisine aylar gibi gelen birkaç dakikalık müthiş tereddüt ve çatışma halinden sonra şişeyi alıp dibini kalemi ile deliyor bu çelişkiden kurtulabilmek ve istese de o işi yapamamak için. Aradan yıllar geçiyor, bu sürede umut bir türlü istedeği üniversite hayatını yaşamayamıor: kızlarla ilişki zayıf, çok sevilmeyen itilmiş silik bir tip oluyor. Ya son ya da 3. sınıfta zar zor girdiği kızlı ortamda yine terslenince vuruyor kendini içkiye ve gecenin sonunda şu cümleler dökülüyor ağızından: "Okulun ilk günü o şişenin dibini deldiğimde kaybetmiştim zaten tüm umutlarımı..."
Diğer bir alıntı: Dün gece ansızın kapı çalındı. 'Kim bu münasebetsiz acaba?' dedim kendi kendime. Gittim açtım, gelen bendim. Evet bendim. 'Vaay' dedim, 'Arkadaş bir insan bu kadar mı kimsesiz olur, bu kadar mı yalnız olur!?'
Bu son hikaye inanılmaz zaten, sırf bunun için bile alınır kitap...