Wednesday, February 06, 2008
Diğer Grand Slam turnuvalarında da var mıdır bilmiyorum ama, Avustralya açıkta oyuncular cizgi hakemlerinin veya bas hakemin verdiği kararların hatalı olduğunu düşünürlerse bu kararları “challenge” edebilirler. Yani bir video simülasyon sistemi ile topun aslında içeriye mi yoksa dışarıya mı düştüğü kesin olarak netleştirilir. Tabi her ne kadar tenis oyuncuları beyefendi ve hanımefendi sporcular olsalar da, bu kuralın bokunun çıkarılmaması için bir oyuncunun bir setteki “challenge” etme hakkı 2ile sınırlandırılmıştır. Eğer oyuncu itirazında haklıysa kalan hak sayısına hiçbir şey olmaz. Ancak itirazı yersizse o zaman bir hakkını kaybetmiş olur.
Yaptığım onca gereksiz sporun arasında bir de tenis yok maalesef. İzlemeyi çok severim ama oyunculuk geçmişim 7 yaşında bir sene oynamış olmam sayesinde edindiğim tecrübeden ibaret, o gün bugündür elime birkaç kez dışında tenis raketi almadım.
İşte dün ellerim kafamın arasında geçekten kara kara düşünürken bunlar geçti aklımdan. Keşke bizim de tenis oyuncuları gibi “challenge” hakkımız olsa hayatta birkaç defa için bile olsa. Hayatta birkaç defa veriyor insan önemli sayılabilecek kararları. İşte biz de tam bu karmaşa ve karın ağrısı buhranları içerisinde tenisçilerin ellerini ukalaca kaldırıp, kendilerinden son derece emin bir şekilde yaptıkları gibi “ I want a challenge” diyebilsek bazen. Çizginin içinde miyiz yoksa dışında mı? Yukardan aşağı inen ekran gösterse bize, her şeyi olduğu gibi... Doğruyu, mantıklıyı, aslında ne istediğimizi? Aslında gerçekten mantıklı olanın gerçekten bizim için iyi şeyler mi getireceği muamma zaten. Aynen mantıklı olmayan seçeneklerin de bizi son derece mutlu edebildiği gibi...
Maalesef, baş ucumda 27 senedir beni izleyen bir melek yok, ya da varsa bile şu anda konuşmuyor benimle. Dudakları her zamankinden de kilitli. Sımsıkı kapamış ağzını bana bakıyor. “Hadi” diyor “hadi ver de kararını eğlenelim azcık, renk gelsin tek düze hayatımıza”
Bense düşüncelerin içindeyim, hem de kapkarasından... “İçinde miyim çizginin dışında mı?”
Subscribe to:
Post Comments (Atom)
5 comments:
dorukcum,
aramıza hoş geldin. bir dahaki istanbul seferinde rakı eşliğinde tartışılıp üzerine de kafayı iyice dumanlamak için nargile çakıla...
yok abi en son bi küçük rakının üstüne nargile çekip, üstüne de biraları yuvarladığımda ayılmam ertesi sabahı bulmuştu :)
her şey çok güzel olucak, görüceksin :)
İtiraz diğer grand slam'lerde de var ama eğer hatalı itiraz edersen sana patlıyo. Her şeye itiraz etme diye.
Kıssadan hisse yani ;)
ya dışındasındır çemberin yada içinde yer alacaksın diyen yeni türkü şarkısı geldi aklıma...
sankı bir rısk lmışşsın hissine kapıldım yazdıklarından...tani sacmalıyor da olabılırım...risk aldıysan eger; sonucu kötü bile olsa birşeyler yapmış olmanın onuru ,oturmuş olmanın pişmanlığından daha özgür kılar...
tespit yanlışsa da, fıkır yanlış değil:D
umarım hersey ıyı olur...
Post a Comment