Ağlamak istiyorum, resimdeki çocuk gibi de değil üstelik; bağıra çağıra, hıçkıra hıçkıra....
Mahallede küçük olduğu için oyuna alınmayan, alınmadığı için kafa tutan, kafa tuttuğu için dayak yiyen ve güçsüz olduğu için elinden hiçbir şey gelmeyen çocuğun sinirinden ağladığı gibi....
Uzun süren ayrılıklardan sonra sevdiklerine kavuşan insanların sevdiklerine sarıldıklarında uzun süredir tutulmuş bir nefesin bırakıldığı andaki rahatlama hissindeki gibi...
Hayatı boyunca ağlamamaya yemin etmiş (söz vermiş ya da karar vermiş her neyse) insanların yeminlerini bozduklarına bile üzülmeden yeminin bozulduğuna mutlu olucak kadar ağlamak...
Hiç pişman olmamış birnin pişman olduğunu anladığı andaki gibi ağlamak....
Hayatı yakalamak için elinden gelenin fazlasını yapan, enerjisini sadece hayatın peşinden koşmaya vermiş birinin ne yaparsa yapsın hayatı istediği şekilde yönlendiremeyeceğini anladığı zamandaki gibi, yaptığı işin tamamen boş olduğu anlayan bir adamın ağladığı gibi, bu işi yapmaktan kurtulamayan bir adamın ağladığı gibi,
kendisini ilk defa hiç hissetmediği kadar çaresiz hisseden birinin ağladığı gibi ağlamak
Ama beceremiyorum....
Çok acı
4 comments:
ben anladım
söyleyecek bir şey yok. haklısın.
Yaşasın bakanlık :)
''hayatı yakalamak için.....'' den itibaren olan satırlara birebir katılıorum...ben de ağlamak istiyordum ağladım ama doyamamış olcam ki hala ağlıyorum...
Post a Comment