Wednesday, December 27, 2006
Okul hayatı boyunca bir kere bile ciddi bir problem olmayan sabah erken kalkma olayı nedense işe girdikten sonra tam bir baş belası oldu. Okulda dalga geçerdim telefonlarının alarmını defalarca erteleyip yataktan bir türlü kalkamayan arkadaşlarıma. Şimdi ben de aynı durumdayım maalesef :=) Tabi sabah erken kalkmayı işkence haline getiren en önemli değişkenlerden biri de traş olma faslı. Ben bu birbirini izleyen sıralı işkence seanslarının yıldırıcı etkisini gidermek için banyoma küçük ve çok eski bir radyo koydum. Duş alıp, traş olmak için bezgin gözlerle aynaya bakmadan önce mutlaka dokunuyorum düğmesine. Tabi kanal kaydetme gibi bir lüksüm de olmadığı için döndüre döndüre arıyorum istasyonları. İşte bu sabah NTV radyo inat etmeyip de radyoyu açar açmaz çıksaydı karşıma cızırdamadan, belki de hiç farkında olmayacaktım Metin Altıok'un bu şiirinden:
Kendine yük haline gelince
koru kendini asıl kendinden
kekik bile kendince kokarken
bir tortu kalmıştı geriye
ben bildiğin o senden
sen de saygılı ol kendine, yola bir sabah erkenden
ya hiç bir yerde görünme
ya da geç aynı anda üç yerden
2 Temmuz 1993 günü yaşadığımız vahim Sivas katliamı kurbanlarında biri olan Metin Altıok'u tanıyordum ama bu şiirine hiç rastlamamıştım. Bir araba firması reklamında kullanmıştı bu şiiri... İnternette dolaşırken bu reklam kampanyasının aslında hiç de yeni olmadığını fark ettim. Milliyet gazetesinin 31 Ağustos sayısının ekonomi bölümünde bahsediliyordu bu reklam kampanyasından. Sonra da Can Dündar'ın şu yazısına denk geldim 2 eylül 2006 tarihli. Benim içimdeki merak şiirin içeriğine yönelikti aslında ama Can Dündar farklı açıdan bakmış olaya, "şiirlerin popülist bir şekilde böyle reklamlarda kullanılması uygun mudur?" şeklinde. Kesin yargısını da vermemiş konuyla ilgili ama sanki onaylamıyor gibi...
Bana da önce haklı gibi göründü açıkçası, ama sonra düşündüm: Metin Altıok'un hiç bilmediğim bir şiiri çıkıyor karşıma, şiiri bulmak için internette dolaşırken çok azını bildiğim ve çoğunu daha önce hiç görmediğim onlarca şiirini okuyorum, bir kısmını çok beğenip bir yerlere kaydediyorum. Belki yazımı okuyan sizlerle çarpan etkisi artıyor....
AMA reklam veren firma ismi yok aklımda. Çok da kötü olmamış diyorum içimden, iyi ki böyle bir reklam yapmış ismini bile hatırlamadığım reklamveren....
Son söz: Şiiri çok beğendim
İlk son sözün aslında gerçek son söz olmadığını gösteren son söz: Saygıyla anıyorum Metin Altıok'u...
Subscribe to:
Post Comments (Atom)
5 comments:
Hyundai abicim.
Her sabah güzelim şiirin arkasından "Hyundai, drive your way" sloganını atıyorlar. Ve ben de küfredip duruyorum. Haklısın aslında, en azından şiiri duymuş olduk, ama bu şiiri bilmiyor olmamız bizim ayıbımız değil mi sence?
o da doğru da işte bilmemmek değil öğrenmemek ayıp diyerek kıvırıyoruz biraz
Her sabah (senden de erken kalkan ve daha çok acı çeken biri olarak)dodocum aynı reklamı ben de dinliyorum malesef;malesef çünkü uymamış bu şiir bu reklama...
Ben kendime radyolu bir çalar saat alıcağım bu arada karar verdim,daha rahat uyandırır belki,en azından erteleme şansı yok..hadi tatil ne zaman gelecek ya 2 gün daha erken kalkacağıma inanamıyorum...
Bu bir arkadaşımın Sivas katliamından sonra bulup bana gösterdiği birkaç şiirden biriydi. Her ne kadar çok beğensem de, o berbat günü hatırlatmasından dolayı duymaktan rahatsız oluyorum bazen. Ama reklamda kullanılıyor olmasına karşı değilim, çalar saat gibi bir "hatırlatıcı" görevi görüyor bence.
Not: Melontheroad o alacağın radyolu saatin de erteleme tuşu var, ben her sabah 3 4 kere kullanıyorum da oradan biliyorum.
Herbet kardeş Mel hanım her gün işe gitmek için şehir değiştirmesi nedeniyle zorlanıyor olsa gerek sabah kalkmakta :)
Post a Comment