İşte Zeugma Müzesi'nin başyapıtı: Çingene Kızı
Roma İmparatorluğu döneminde doğuya giden ticaret yolunun korunması amacıyla Fırat nehri kıyısına Şimdiki Gaziantep iline oldukça yakın bir yere Zeugma kenti kurulmuştur. Ticaret yollarına hakimiyeti ile kısa sürede zenginleşen kent, sanatçılar yetiştirmeye başlamış, bunda da oldukça başarılı olmuştur. Fırat nehrinden çıkarılan değişik renkteki taşlardan yukarda gördüğünüz gibi yüzlerce mozaik yapmışlardır. Bu mozaikler genelde yaşadıkları evlerin duvarlarını veya zeminlerini süslemek için kullanılmış. Şehir MS 256 yılında Persler tarafından istila edilmiş ve yakılmıştır. Mozaiklerin büyük kısmı küllerinin arasında yüzyıllar boyu bozulmadan korunabilmiştir. 1990'lı yıllarda kazı çalışmalarına başlanmış, 2000 yılına değin yüzlerce mozaik kurtarılmış (tabi avrupaya kaçırılanları saymıyorum bile) 1998 yılında bile hala hırsızlık olayları devam ediyormuş. Zeugma açık hava müzesinin yaklaşık % 30 luk kısmı şu anda Birecik barajının suları altında, kurtarılan eserler de Gaziantep müzesine getirilmiş. Müze sergilediği mozaikleri ile Tunus Müzesinden sonra en geniş mozail koleksyonuna sahip olan müze durumunda... Henüz sergilenmeyi bekleyen diğer mozaiklerle beraber Tunus müzesinin bu konudaki liderliği şimdilik tarih olacak gibi....
Gelelim çingene kızımıza....
Başlığı ve alnının kısa olması sebebiyle bir çingene kızı olduğu düşünülmüş, bununla beraber gözleri ve alın yapısıyla kimi arkeologlar tarafından Büyük İskendere de benzetilmekte...
En yaygın görüşlerden biri de bu mozikte toprak ana GAİA 'nın tasvir edildiğidir. Ağız kısmının 1950-70 yılları arasında yapılan kaçak kazılar sonucunda çalındığı düşünülmektedir. İnsanın içine dolan huzurlu bakışları ile avunmamız gerekiyor sanırım....
Antepten ayrılalı nerdeyse iki hafta olucak, iki haftadır İstanbul Ortaköy'deyim. Kim bilir zaman bulursam belki burda yaptıklarımı da yazarım. Pazartesi Kayseri'de olacağım.
İstanbuldan sonra zor olacak....
No comments:
Post a Comment